içine kapanıp, uçup açılıp, içine kapanmak. ucu ucuna bağlandığı yerden incelirse kopar. önemli değil. bi kere koparsa, bi daha istediğin kadar bağla.
19 Eylül 2012 Çarşamba
tabula rasa (x12, y19)
ben eskiden beri hep, bi müzik hayal ettim. çıkışı hafızamdandı muhakkak. tekrar hiç karşılaşamıcaz heralde diyodum. öyle bi his yoktu gerçek hayatta. gözlerim kendiliğinden kapanır, şehvetim artar, huzur ötesi bi hafifleme tutturur, tüylerim ürperir. zaman esner.
kervansarayda afyon tüttüren haramiye vurgun rakkaseyi, şeffaf eflatun tüller yüzünü okşarken sarayın balkonundan yıldızları seyreden prensesi, bi seferlik şuh kahkaha atmadan içli içli bakan kevaşeyi, harbi harbi denizkızını takarım koluma, salınırız veya hiç dokunmadan, uzaktan izlerim. ekseriyetle siyah beyazdır.
şükranlar olsun, kulaklarımda da o müzik olur, hani hep hayal ettiğim. ben onu bulmadan, o beni bulur. işte o karşılaşma anında, manâ ortaya gelir. simya doğar.
böyle şeyler filmlerde olmaz, filmlere konu olur. ya çölün sessizliğine düşmüşsündür ya da çölde ilk kez vaha bulmuşsundur. binaenaleyh, mistiksen mistiksindir. çabalayıp elde edebileceğin, silip atabileceğin bişey değildir. şarabı çeker, hayyam okursun her gece.
tabula rasa (x0, y0)
bi şeyler öğrenildi, anlamlandırıldı. sonra hafıza hakimiyeti ele geçirecek. burna çalınan koku, yenilen yemek, görülen yer, duyulan şarkı, izlenen film her şey bi anda şimşek gibi kuvvetle hatırlatıcak kendini. bilgi veya malûmat fikir oluşturmaya olanak vericeğinden, ilgi de yoğunlaşıcak.
tabula rasa (x-8, y-2)
bugün yolda düşündüm biraz, bu anlatacağım mevzu üzerine. ilk bakışta çok basit fakat nedense izah etmesi uzun sürüyo. ben de prblemi analitik grafiğe dökmek istedim. bahaneyle biraz içimi döküp bikaç parça paylaşıcam.
peşrev
bize bahşedilen kimyanın, fiziğin, tinin oluşumu, dünyaya gelişimizden çok önce başlar. izlerini taşırız. ilk nefesten, fallikliğin sonuna kadar bi bok anlaşılmaz. genellikle düşülür, kalkılır, zırlanır, alt kakayla doldurulur. akabinde ve detayında karakter baş vermeye yeltenir.
peşrev
bize bahşedilen kimyanın, fiziğin, tinin oluşumu, dünyaya gelişimizden çok önce başlar. izlerini taşırız. ilk nefesten, fallikliğin sonuna kadar bi bok anlaşılmaz. genellikle düşülür, kalkılır, zırlanır, alt kakayla doldurulur. akabinde ve detayında karakter baş vermeye yeltenir.
diyet manzarasında
yaptılar!
kocaman perde,
sinema salonuyla yarışan malikâne.
yaptılar!
devrilen çamlar
yeşil sabun köpüğü
pembe plastik panjur.
yaptılar!
mor saten giyen şantör,
assoliste vurana anında boşalan şarjör.
yaparlar!
keten bezi, çakma hint kumaşı
soyunmak varsa şimdiden mum ışığı şaşı
yapalım mı?
bu haftasonu tarçınlı kek ve seks?
kahvaltıda yeriz,
sevmiyorum cornflex.
kocaman perde,
sinema salonuyla yarışan malikâne.
yaptılar!
devrilen çamlar
yeşil sabun köpüğü
pembe plastik panjur.
yaptılar!
mor saten giyen şantör,
assoliste vurana anında boşalan şarjör.
yaparlar!
keten bezi, çakma hint kumaşı
soyunmak varsa şimdiden mum ışığı şaşı
yapalım mı?
bu haftasonu tarçınlı kek ve seks?
kahvaltıda yeriz,
sevmiyorum cornflex.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)